İklim değişikliğinin yalnızca doğayı değil, insan psikolojisini de derinden etkilediğini belirten Uzm. Klinik Psikolog İlayda Kutevu, özellikle gençler ve çocuklar arasında ‘eko-anksiyete’ vakalarının hızla arttığını vurguladı. Medicana Çamlıca Hastanesi Psikoloji Bölümü'nden Kutevu, bu tür kaygıların uzun vadede öğrenme güçlüğünden içe kapanmaya kadar birçok soruna yol açabileceğini söyledi.
Eko-Anksiyete nedir?
Eko-anksiyete; bireyin iklim değişikliğinin gelecekte yaratabileceği yıkımlar karşısında sürekli bir kaygı hali yaşaması olarak tanımlanıyor. Uzm. Klinik Psk. Kutevu’ya göre bu duygu durumu, belirsizlik, çaresizlik ve umutsuzluk gibi psikolojik tepkilerle birleşerek bireylerin yaşam kalitesini düşürüyor. Gençler, iklim felaketlerine dair haberler karşısında yoğun bir stres ve çaresizlik hissi yaşayabiliyor.
Çocuklarda ruhsal travma riski yüksek
Sel, yangın ve kasırga gibi ekstrem doğa olayları sonrası yaşanan travmalar, özellikle çocukları derinden etkiliyor. Kutevu, “Çocuklar için doğa sadece oyun alanı değil, aynı zamanda bir güven kaynağıdır. Bu güven ortamının tehdit altında olması, çocuklarda travma ve psikolojik kırılmalara neden olabilir” dedi.
Ayrıca, eko-anksiyetenin çocuklarda şu belirtilerle ortaya çıkabileceği belirtildi:
-
Dikkat eksikliği
-
Uyku bozuklukları
-
İçe kapanma
-
Öğrenme zorlukları
Ruh sağlığı için toplumsal destek şart
Kutevu, iklim kriziyle başa çıkmak için yalnızca bireysel değil, toplum temelli çözümlere de ihtiyaç olduğunu vurguladı. “Güvenilir bilgi kaynaklarına erişim, bilinçlendirme kampanyaları, afet sonrası ücretsiz psikolojik destek programları gibi sistematik adımlar atılmalıdır” dedi. Ayrıca doğa ile düzenli temasın, ruh sağlığını korumada etkili olduğunu belirtti.
İyileşmenin yolu doğa ile yeniden bağ kurmak
Psikolojik olarak iyileşmenin anahtarı, doğayla yeniden bağ kurmakta yatıyor. Kutevu, “Doğayla kurulan duygusal bağ, hem bireysel direnci artırır hem de sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını güçlendirir. İnsan, doğadan uzaklaştıkça yalnızlaşır ve kaygı artar. Oysa doğa, iyileştirici bir güçtür” ifadelerini kullandı.