İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı Seçil Erzan ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan müştekilerden Nuray Şengüler, yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı:
"Seçil’e 10 milyon lira ve 6 bin 650 dolar verdim. Kocam hasta yatağında can çekişerek öldü, onu iki yıl hastaneye götüremedim. İnsanlar bize hakaret ediyor, salak ve paragöz muamelesi görüyoruz. Bu durumda biz mi suçluyuz?"
“Beni tahliye edin, kimseye zarar vermem”
Mahkemede savunmasını yapan Seçil Erzan ise, yaşananların içinde kaldığı bir çarktan kaynaklandığını öne sürdü. Ağlayarak yaptığı savunmasında şunları söyledi:
“Benim kimseye borcum yoktu. 11 milyon doları baskı ve psikolojik şiddet altında geri ödedim. Geri kalan 8 milyon dolar da iddianamede yer almayan kişilerde. Özgürlüğüm yok, ödeme gücüm yok. Hayatım boyunca hukuksuz bir iş yapmadım. Annemin bana ihtiyacı var, babamın ölüm yıl dönümü. Nefes alacak halim kalmadı. Ölmek istiyorum. Günde beş kere imza da atarım, yeter ki beni tahliye edin.”
Ancak mahkeme heyeti, sanığın kaçma riski ve dosyanın ciddiyetini gerekçe göstererek tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Mahkemeden yeni ara kararlar
Duruşmada mahkeme ayrıca şu ara kararları aldı:
-
Sanıklar Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun HTS ve baz istasyonu kayıtlarının BTK’dan istenmesi,
-
Sanıkların özlük dosyalarının Denizbank’tan talep edilmesi,
-
Zorla getirme kararı bulunan tanık Umut Akgöze'nin dinlenmesi için yazı yazılması,
-
Daha önce dinlenmemiş müştekilerin ifadesine gerek olmadığına karar verilmesi.
Dava 16 Haziran 2025 tarihine ertelendi.
Ne olmuştu?
Seçil Erzan, Denizbank Levent Şubesi'nde müdürlük yaptığı dönemde, aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu 30’dan fazla kişiden yüksek kâr getirisi vaadiyle milyonlarca lira para toplamış, ancak bu paraları iade etmemişti.
İddianamede Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
