Türkiye genelinde etkilerini artıran iklim değişikliği ve düzensiz yağış rejimi, Ege Bölgesi'ni ciddi bir kuraklık riskiyle karşı karşıya bıraktı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024-2025 Su Yılı 5 Aylık Alansal Kümülatif Yağış Raporu'na göre, Ege’ye düşen yağış miktarı geçen yıllara oranla yüzde 27 azaldı. Uzmanlara göre, su kaynaklarının yetersizliği tarımı, sanayiyi ve günlük yaşamı tehdit ediyor.
“Nüfus artıyor, su kaynakları tükeniyor”
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, yaşanan kuraklığın uzun zamandır beklenen bir sonuç olduğunu belirtti. “1970'lerde kuraklık yaşandığında 35 milyon nüfusumuz vardı, şimdi 85 milyonu aştık. Aynı suyla çok daha fazla insanı beslemek zorundayız. Bu sürdürülebilir değil” dedi.
Batı Anadolu’da tarımsal alarm: “Pamukta sulama bile aksadı”
Özellikle Aydın ve Denizli gibi tarım yoğunluklu illerde su sorunu baş gösterdi. Son 3 yılda pamuk üretiminde gereken sulamalar yapılamadı, 2024 yılında ise ikinci sulama dahi gerçekleştirilemedi. “Toprak var ama su yok” diyen Prof. Dr. Yaşar, tarımsal üretimde ciddi kayıplar yaşanabileceğini vurguladı.
Su yönetiminde geç kalındı: “Gri su, hayati kaynak olabilir”
Türkiye’nin su politikalarının güncellenmesi gerektiğini söyleyen Yaşar, “Arıtma tesislerinden çıkan gri sular mutlaka tarıma kazandırılmalı. Avrupa ülkeleri gibi biz de her damla suyu değerlendirmeliyiz. Su kaynaklarını kirleterek heba ediyoruz” dedi.
“İzmir su fakiri, acil önlem şart”
Türkiye’de kişi başı su potansiyelinin 1340 metreküp olduğunu hatırlatan Yaşar, İzmir’de bu rakamın 600 metreküpe kadar düştüğünü belirtti. “İzmir, su fakiri bir şehir. Su yönetimi artık stratejik bir öncelik olmalı. Gerekirse kısıtlamalar uygulanmalı, yeraltı suları sadece rezerv olarak korunmalı. Çünkü su demek, yaşam demek” ifadelerini kullandı.