New York Post’un, ismi açıklanmayan bir Meta sözcüsüne dayandırdığı habere göre, Zuckerberg’in bu yeni evi, teknoloji liderliğine ilişkin Amerikan politikaları üzerinde daha doğrudan çalışabilmesi amacıyla tercih edildi. Sözcü, Meta'nın ABD’deki düzenleyici gelişmeleri yakından takip etme sürecinde Zuckerberg’in Washington’daki varlığını artıracağını ifade etti.
Washington’un En Pahalı Üçüncü Satışı
Amerikan Politico dergisi, yaklaşık 15 bin 400 metrekarelik alana sahip olan bu lüks malikaneyi “Washington tarihinde bugüne dek satılan en pahalı üçüncü ev” olarak tanımladı. Sahip olduğu mimari yapı, güvenlik önlemleri ve stratejik konumuyla dikkat çeken evin, yalnızca özel kullanım değil, aynı zamanda sembolik bir güç göstergesi olduğu yorumları da yapılıyor.
Silikon Vadisi’nden Beyaz Saray’a Komşuluk
Mark Zuckerberg’in başkentteki yeni yatırımı, ABD’li teknoloji devlerinin son dönemde politik merkezlere yönelen ilgisini bir kez daha gündeme taşıdı. Amazon kurucusu Jeff Bezos’un da Washington'da milyon dolarlık konutlara sahip olduğu bilinirken, iş dünyasının önemli isimlerinin politik arenaya daha yakın olma çabası dikkat çekiyor.
Meta-Trump Anlaşması da Gündemde
Zuckerberg’in başkente taşınması, Meta'nın eski ABD Başkanı Donald Trump’la olan anlaşmasının hemen ardından geldi. 6 Ocak 2021'deki Kongre baskını sonrası Facebook hesabı kapatılan Trump’ın açtığı davada Meta, yaklaşık 25 milyon dolar ödemeyi kabul etmişti. Bu anlaşma, Zuckerberg’in politik arenada daha aktif bir rol üstlenme niyetiyle ilişkilendiriliyor.
Siyasi ve Teknolojik Gücün Kesişme Noktası
Zuckerberg’in Washington’a bu kadar yakın bir noktadan ev alması, sadece bir gayrimenkul yatırımı değil; aynı zamanda Beyaz Saray’a yalnızca 15 dakikalık mesafede bulunan bu devasa mülk de güçlü bir işareti olarak değerlendiriliyor. Özellikle yapay zeka, veri güvenliği ve dijital sansür gibi alanlarda ABD hükümetiyle temaslarını artırmayı hedeflediği öne sürülen Meta CEO’sunun başkentteki varlığı, önümüzdeki süreçte dikkatle takip edilecek.
