Bestesi Türk Beşleri'nin önde gelen ismi Cemal Reşit Rey’e, librettosu ise ağabeyi Ekrem Reşit Rey’e ait olan bu tarihî eser, sanat dünyasında büyük heyecan uyandırdı.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, “Çelebi Operası’nın dünya prömiyerini yaparak adımızı tarihe yazdırıyoruz” sözleriyle bu özel prodüksiyonun önemini vurguladı. Sağtürk, el yazması orijinal notaların, titiz bir çalışmayla adeta bir mücevher gibi işlendiğini ve bu eserlerin müze değeri taşıdığını belirtti.
Doğu ile Batı’nın estetik buluşması
Çelebi Operası, Osmanlı kültürünün zarafetiyle Batı müziğinin teknik inceliklerini buluşturarak, Türk operasının gelişim sürecinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Rey kardeşlerin iş birliğiyle ortaya çıkan eser, yalnızca bir sanat ürünü değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in kültürel mirasına sahip çıkma çabası olarak da değerlendiriliyor.
30 Yıllık sanat yolculuğu sahnede can buluyor
1940’lı yıllarda temelleri atılan ve 1975’te tamamlanan operanın yaklaşık 30 yıllık yaratım süreci, şimdi sahnede yeni bir solukla izleyici karşısına çıkıyor. Rejisör Gürçil Çeliktaş’ın rejisiyle perde açacak olan eser, Lale Devri’nin zarif atmosferinde geçen bir anlatıyı sahneye taşıyor. Çeliktaş, eserin zorluğuna rağmen ekip olarak ortaya koydukları özveri sayesinde başarıya ulaştıklarını ifade etti.
Tüm ekip sahneye hayat veriyor
Orkestra şeflerinden sahne tasarımına, kostümden ışığa kadar çok sayıda sanatçının emeğiyle ortaya çıkan bu yapımda, Rüstam Rahmedov, Deniz Erdinç ve Can Okan orkestra şefliğini üstlenirken, koro şefliğinde Ivan Pekhov görev alıyor. Dekor Özgür Usta’ya, kostüm tasarımı Gazal Erten’e, ışık Ali Gökdemir’e ve koreografi Nilgün Bilsel Demireller’e emanet.
Bir kültürel hafıza anıtı
“Çelebi” yalnızca geçmişin bir yansıması değil, aynı zamanda bugüne seslenen bir sanat eseri olarak Türk müziği tarihine yeni bir iz bırakıyor. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin repertuvarına katılan bu özel yapım, izleyicileri hem tarihsel hem de estetik açıdan unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor.